Sanayide kullanılan doğal gaza yüzde 50,8, elektriğe ise yüzde 50 artırım yapıldı. Son artırımla birlikte 2020’den bu yana güç maliyeti neredeyse 3 katına çıkan endüstrici ve üretici, bir de bankalar tarafından sömürülüyor. Son faiz indirimiyle Merkez Bankası’ndan yüzde 12’den borç para alan bankalar, yüzde 35-40 hatta 50’lerden ticari kredi verirken, ortadaki farktan da büyük kârlar elde ediyorlar. Makine ve teçhizat yatırımı için leasinge yönelen ve kurla birlikte ödemeleri katlanan üretici kısımlar de banka kârlarına yem ediliyor!
BANKA KÂRLARI YÜZDE 420 ARTTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) 21. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, “Benim en büyük savaşım faizdir. Faizi yüzde 12’ye kadar düşürdük, kâfi mi yetmez, bunu daha da düşürmemiz gerekiyor. Önümüzdeki Para Siyaseti Heyetlerinde bunun daha da inmesi gerektiğini telkin ediyoruz” tabirlerini kullandı.
Erdoğan, bu kelamları söylerken, tıpkı anda açıklanan BDDK bilgileri ise bu siyasetin kimleri şad ettiğini ortaya koyan cinstendi. BDDK bilgilerine nazaran bankalar, Ocak-Ağustos devrinde kârlarını geçen yıla nazaran yüzde 420, yani 5 katın üstünde artırarak 252,2 milyar liraya çıkardı.
Türkiye’yi ekonomik kriz bataklığından kurtaracak tahminen de tek çıkış yolu olan yerli üretim son yıllarda girdi maliyetleriyle boğuşuyor. İthalata dayalı üretim yapan ve kurdaki dalgalanmalarla esasen güç durumda olan endüstrici ve üretici, arka arda yapılan fahiş güç artırımlarıyla adeta çaresiz bırakıldı. Saniyede kullanılan doğal gaza yüzde 50,8, elektriğe ise yüzde 50 artırım yapıldı. Son artırımla birlikte 2020’den bu yana güç maliyeti neredeyse 3 katına çıkan endüstrici ve üretici bir de bankalar tarafından sömürülüyor. Kelamda üreticiye katkı sağlamak için kurulan bankalar bile son yıllarda piyasalara yönelik verdiği ticari kredi faizlerini 2 katına çıkardı.
DÜŞÜK FAİZ SİYASETİ BANKALARA YARADI
Milli Gazete’den Onur Şehmus Şahin haberine nazaran, pandemiyle birlikte yeterlice şiddetlenen ekonomik kriz 3 yılı aşkın bir müddettir esnafıyla, vatandaşıyla, çiftçisiyle, üreticisiyle her bölümü zora soktu. Lakin faiz lobisine teslim edilen Türkiye iktisadında son yılların en çok kâr eden bölüm ise finans ve bankacılık bölümü oldu. TÜİK ve BTDK raporlarına da yansıyan datalara nazaran faize ödenen ulusal gelirle bankacılık bölümü rekor kârlar elde etti. Üretimi destekleme ismi altında finansal kiralama (leasing) ve kredilerde yüksek faiz uygulayan banklar üreticiyi faiz kıskacına aldı. Hükümetin düşük faiz siyaseti sayesinde Merkez Bankası’ndan düşük faizle kredi alan bankalar piyasalara verdiği kredilerle kârını katlıyor. TÜİK’in datalarına nazaran Türkiye iktisadı 2022’nin ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüdü. Lakin bu büyümede yüzde 26,6’lık aslan hissesi kapan finans dalı oldu. Yani Merkez Bankası’ndan düşük faizle kredi alan bankalar, piyasalara yüksek faizle verdiği ticari kredilerle 2022’de bir evvelki yılın birinci 8 ayına nazaran kârlarını yüzde 420 artırdı.
FAİZE YATIRIM ARTIYOR, ÜRETİCİ ENGELLENİYOR
Millî Gazete olarak endüstrici ve üreticinin meselelerini gündeme getirdiğimiz “Üretimin Gücü Kalmadı” manşetiyle Türkiye’deki sektörel meselelere dikkat çekmişti. Gazetemize konuşan iş adamları ve endüstriciler artık iflasın eşiğine geldiklerini ve ülkemizde yerli üretimin bitirilmek istediğine dikkat çekmişti. Yerli üretim yerine faiz lobisine peşkeş çekilen ülke kaynakları sayesinde bankaların kârını katlarken endüstrici ve üreticiler fahiş güç artırımlarına ve döviz kuruna ezdiriliyor. Her yıl büyüyen cari açığın artması ve tüketimde giderek ithalata bağımlı hale gelmemiz Türkiye de faiz lobisinin desteklendiğini, üretiminde nasıl engellendiğini gözler önüne seriyor.
