Saç Dökülmesi Genetik Bahtınız Değildir
Saç dökülmesi günümüzde şahıslara özgüven kaybı yaşatan kıymetli problemlerden biri. Saç dökülmesi sorunu yaşayan bireylerin bu hususta bilgi sahibi olması ve gerçek tedavi süreçleriyle ilerlemesi bu sürecin kellik ile sonlanmasını önlemeye yardımcı olabiliyor.
Uzun yıllardır saç dökülmesi üzerine çalışan dermatolog Prof. Dr. Meral Şaşoğlu saç dökülmesini şöyle açıklıyor;
“Saç dökülmelerinin 95’i Androgenetik Alopesi’dir (Erkek Tipi Saç Dökülmesi). Bu tip saç dökülmesi durumu, genetik yatkınlığı olan erkeklerde ve bayanlarda erkeklik hormonlarının saç köklerini baskılaması sonucu ortaya çıkar. Hormonal baskı yanında beslenmesi de bozulan saç folikülünün saç üretimi yavaşlar yahut büsbütün durur. Vakitle saçlar dökülür, yerlerine ince telli, açık renkli, solgun ve cansız saçlar çıkmaya başlar. İlerleyen vakitte bu saçlar da dökülerek kellik meydana gelir. Ancak unutmayın ki dökülme başladığı anda harekete geçmek ve dökülme sürecini sonlandırmak mümkündür. Yanlışsız eserler ve destekler ile tedavi sürecini başlatarak, saç dökülmesini genetik yazgınız olmaktan çıkarabilirsiniz.”
Saçlarda Şiddetli Yağlanma Ağır Saç Dökülmesinin Habercisidir
Saç Dökülmesini Denetim Altına Aldığınızda Yağlanma da Durur
Prof. Dr. Meral Şaşoğlu dökülmenin neden kaynaklandığını ve nasıl bir süreç izlediğini bilmenin değerli olduğunu söylüyor ve süreci kısaca şöyle özetliyor;
“Saçınız ne kadar çok yağlanıyorsa o kadar çok dökülür. Saçlarda ırsi dökülmeler, çoklukla ergenlik periyodunda yağlanma ile başlayan bir süreç oluyor. Genetik paterne nazaran yaş aralıkları değişse de saç dökülmesi aktivasyonu sürecine giren saçlarda, artan yağlanma saç dökülmesinin habercisidir. Uzun müddetli dökülmeler sonucunda ise saçsızlık kaçınılmaz olur. Dökülmeyi durdurmak bu sürecin en kıymetli safhasıdır. Elhasıl saç dökülmesi tedavisi sırasında yağlanmayı durdurduğunuzda dökülme denetim altına alınmış demektir!”
“Saç Kökleriniz Ölmedi, Yalnızca Uykudalar”
Prof. Dr. Meral Şaşoğlu, saç köklerinin ölmediğini yalnızca uykuda olduğunu ısrarla vurguluyor. Uzun yıllar sürdürdüğü araştırmalar ve çalışmalar sonucunda; hakikat ve doğal etken unsurları bir ortaya getirerek uyuyan saç köklerinin uyanabileceğini, yeni ve sağlıklı saç imalinin aktifleşebileceğini, saçların kalınlaşıp gürleşebileceğini gözlemleyen Prof. Dr. Meral Şaşoğlu ağır araştırma ve geliştirme süreçlerine eşlik eden bilimsel çalışmalar sonucunda geliştirdiği doğal içerikli formüllerden oluşan Folixir eserlerinin 10 yıldan fazla müddettir saç dökülmesi sorunu yaşayan şahıslarda bile yeni saç oluşumunu gözlemlendiğini lisana getiriyor ve Folixir kullanımıyla elde edilen harikulâde başarılı sonuçların hem klinik olarak gözlemlendiğinin hem de Fransa’daki bağımsız akredite bir kuruluş olan Bioalternatives Laboratories’de yapılan testlerle de ortaya konduğunun altını çiziyor.
“Sentetik Etken Unsurlar ile Dökülmeyi Durdurmak İmkansız”
Prof. Dr. Meral Şaşoğlu bir anda piyasaya çıkan ve kelamda ses getiren, sentetik içerikli eserler hakkında da bizleri uyarıyor. Minoxidil ve Finasterid üzere sentetik etken unsurların saç dökülmesine kısa periyodik tahliller üretiyor üzere görünse de uzun vadede daha süratli dökülmelere ve yan tesirleri sebebiyle önemli sıhhat meselelerine yol açacağının altını çiziyor. Prof. Dr. Meral Şaşoğlu kullanılacak eserlerin içeriğine dikkat edilmesinin saç dökülmesi tedavisinde değerli bir rol oynadığını ve bu sürecin bir tedavi süreci üzere düşünülmesinin en doğrusu olduğunu vurguluyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
