Enflasyon yeni yılın birinci yarısında yüzde 40’lara dayanırken, yıllık yüzde 78.62 ile 24 yılın rekoru kırıldı. Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nda bir periyot Genel Müdür Yardımcılığı misyonunu üstlenen Başşehir Üniversitesi Milletlerarası Finans ve Bankacılık Kısım Lideri Prof. Dr. Şenol Babuşcu, son 6-7 aydır enflasyonu önleyici hiçbir tedbir alınmadığını, bundan sonra seçime kadar göstermelik birkaç palyatif önlem dışında sıkıntıların hakikaten tahliline yönelik bir önlem alınacağını da düşünmediğini belirterek, “Yılın kalanı için en kıymetli iki problemden biri enflasyon başkası ise döviz sorunu olacak. Döviz sorunu ise gitgide derinleşiyor” dedi.
SINIRLAMALAR KÖRÜKLÜYOR
Merkez Bankası’nın döviz kurlarındaki yükselişi önlemek için satılabilecek gereğince döviz rezervi bulunmadığına işaret eden Babuşcu, “Ülke iktisat idaresine olan güvensizlik ve iktisat teorilerine alışılmamış uygulamalar bundan sonra da seçime kadar döviz girişinin olmayacağının habercisi. Enflasyonla birlikte yaşamaya alışalım” diye konuştu.
Kredilere getirilen sınırlamaların kredi faizlerinin 10 puan civarında yükselmesine neden olduğunu belirten, Babuşcu, “Artan maliyetler işletmelerin üretim maliyetlerini yükseltiyor. Kimi şirketler bu olumsuz etkiyi azaltmaya yönelik mal ve hizmet fiyatlarında artışa giderken bu da enflasyonun daha da artmasına yol açacaktır. Attığımız taşlar ürküttüğümüz kurbağaya değmiyor” sözlerini kullandı.
Yılbaşından itibaren tekrar gevşemeye gidilir
Ekonomiyi soğutmak ismine atılan sıkılaştırıcı adımların yılın ikinci yarısında sakinlik yaratabileceğini kaydeden Prof. Dr. Şenol Babuşcu, “Fakat seçimin mayıs-haziran aylarında yapılacağı varsayımı ile mecburen yılbaşından itibaren tekrar gevşemeye gidilecektir. Bu sıkılaştırıcı adımlar ekonomiyi süreksiz bir mühlet etkileyecek, tam bir sakinlik kelam konusu olmayacaktır” yorumunu yaptı.
300 milyarlık problemli kredinin dönüşü yok
Bankacılık dalının problemli kredi meblağının, 165 milyar TL’si batık, 450 milyar TL’si de yakın izlemede olmak üzere 600 milyar TL’yi aştığını belirten Prof. Dr. Şenol Babuşcu, “Sorunlu kredilerinin bence yarısının yani yaklaşık 300 milyar TL’lik kısmının tahsil kabiliyeti bulunmuyor. Enflasyon altında ezilen vatandaş aldıkları fiyat geçimlerine yetmediğinden mecburen kart ve kredilerle en azından mecburî gereksinimlerinin bir kısmını karşılamaya çalışıyorlar” dedi.
‘Şapkadan diğer neler çıkacak, bekleyelim’
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) şirketlerin bankalardan kredi kullanabilmesini sahip oldukları 900 bin doların üzerindeki yabancı varlıkları TL’ye çevirmeleri koşuluna bağlayan düzenlemesine ait değerlendirmelerde bulununan Prof. Dr. Şenol Babuşcu, hükümetin 15 günde bir faiz artırmamak için palyatif tahliller ürettiğini belirtti. Bu düzenlemenin 300-400 firmayı kapsadığını ve bu firmaların TL kredi kullanmak isterlerse tahminen 10-15 milyar dolar döviz bozdurmaları gerekeceğinin varsayıldığını söyledi.
Ancak, Babuşcu’ya nazaran bu tıp süreçler için en fazla 5-6 milyar dolar döviz satışı olur ve bu da kedere deva olamaz. Bu kararın da daha evvelkiler üzere değerli bir tesiri olmayacağını öngören Babuşcu, “Bundan sonra önümüzdeki günlerde şapkadan ne çıkacak, beklemeye devam edelim” dedi.
